AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kamu, otomotiv sektöründeki dönüşüme rehberlik etmeyi sürdürüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, Türkiye’yi elektrikli, bağlantılı, otonom araç teknolojilerinin üretiminde küresel bir cazibe merkezi haline getirmek için aktif bir rol üstleniyor.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile mobilite sektöründe, akıllı şehir içi elektrikli toplu taşıma araçlarının geliştirilmesi ve seri üretiminden ileri seviye sürüş destek sistemlerine, otonom araçlarda kullanılacak akıllı kamera sistemlerinin geliştirilmesinden elektrikli araçlar için şarj ekosistemi yatırımlarına kadar toplam büyüklüğü 32 milyar lirayı aşan, 38 yatırım projesi destekleniyor.
Ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum çalışmaları kapsamında, karbon nötr üretim süreçleri ve sürdürülebilir araç üretimi gibi hedeflere de destek veriliyor.
HIT-30’da yeni çağrılara çıkılacak
Yüksek öncelikli teknoloji alanlarında, özel nitelikli projelere kapsamlı destek ve teşviklerin sağlandığı, ihtiyaca özel çözümler geliştirilen “HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı” çerçevesinde, mobilite başta olmak üzere yarı iletkenler, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, değer zincirini tamamlayıcı yatırımlar, haberleşme ve uzay gibi 8 farklı alana yatırım yapılıyor.
Mobilite başlığı altında, daha önce elektrikli araç ve batarya konularında çağrılar açılırken, bu kapsamda yakıt hücreli araçlar, elektrikli hızlı raylı sistemler, mikro mobilite hava araçları, insansız kara, hava, deniz taşıtları konularında da çağrılara çıkılması planlanıyor.
Böylece otonom araç ekosistemine yapılacak yatırımların, sektördeki yerli tedarik zincirini güçlendirmesi ve yeni nesil mobilite çözümleriyle sürdürülebilir ulaşım politikalarına katkı sağlaması bekleniyor. Geleceğin akıllı ulaşım sistemlerine entegrasyon sürecinde atılan bu adımlarla, Türkiye’nin mobilite alanındaki dönüşümünü hızlandırması, küresel teknoloji sahnesinde güçlü bir konuma erişmesi ve bu yeri koruması için çalışmalar devam ediyor.
Yüksek Hızlı Tren Konsorsiyum’u kurulacak
Raylı sistemler, nüfus artışı ve kentleşme ile giderek artan ulaşım talebine sürdürülebilir ve ekonomik bir çözüm olarak ön plana çıkıyor. Ulaştırma kaynaklı karbon emisyonlarının azaltılmasına doğrudan katkısı olan raylı sistem araçlarının tüm bileşenleriyle yerli ve milli olarak üretilmesi, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının güçlendirilmesine de hizmet ediyor.
Türkiye, raylı sistem araçlarının yüksek bir yerlilik oranıyla üretimi ve ihracatında önemli bir mesafe kat etmiş durumda bulunuyor. Sahip olunan mevcut kapasite, kabiliyet ve birikim, Türkiye’yi bu alanda bir üst lige taşıyacak olan yerli ve milli Yüksek Hızlı Tren (YHT) hedefiyle bir araya getirilecek. Bu kapsamda Yüksek Hızlı Tren Konsorsiyum’u kurulacak.
Böylece, yüksek yerlilik oranıyla üretilecek YHT dizileri, AB Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik Teknik Şartnamesi şartlarını karşılayacak. Giderek genişleyen YHT ulusal ağında işletilecek araç talebi, yerli ve milli YHT dizileriyle karşılanacağı gibi bu araçlar yakın coğrafyalara da ihraç edilecek.
